Duygularımızı Yemek Yerine Duygudurumunuzu Dengeleyin! – Psk. Ayşe Betül Köstekçi – Psk. Ayşe Betül Köstekçi

Yemek Yeme Davranışı ve Stres Yönetimi
Yemek yeme davranışı, kişilerin hayatında yalnızca bir besin sağlama ihtiyacının ötesinde çeşitli roller edinmiştir. Vücudun ihtiyaç duyduğu enerjinin sağlanması başlıca amaç olsa da ikincil ve bazen üçüncül fonksiyonlar kazandığı görülmektedir. Bir şeyler yemek bazen kişinin sevdikleriyle zaman geçirebildiği bir bahane olurken bazen de doğrudan iyi vakit geçirmenin öznesi haline gelebilmektedir. Böylelikle, beslenmeye dair bedensel ve psikolojik duyumların zamanla hatalı yorumlandığı görülür. Örneğin kişi eğer fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için değil, kendini iyi hissetmek için beslenmeye başlarsa, yemekle sağlıklı ilişkisi zedelenir. Beslenmenin asıl anlamını yitirmesi, yemekle sağlıklı ilişkinin bozulması; psikolojide kendine yer bulan “yeme bozuklukları” semptom kümelerine yol açabilmektedir. Beslenme alışkanlıkları sağlıklı olmayan kişi hem bedensel hem de psikolojik anlamda iyilik halini kaybedebilir. Bunun bir problem haline geldiğini fark etmek, kabul etmek ve mümkün olan en hızlı şekilde müdahale etmek gerekmektedir.
Stres arttığında neden bir şeyler yemek istiyorsunuz?
Nahoş duygular hissettiğinizde, üzüldüğünüzde, öfkelendiğinizde veya stres olduğunuzda bir şeyler atıştırmaya mı koşuyorsunuz? Veya kendinizi en hızlı ulaşabileceğiniz herhangi bir şeyi yerken mi buluyorsunuz? Eğer öyleyse, beslenmeye yüklediğiniz anlam ve alışkanlıklarınız niteliğini kaybetmeye başlamış olabilir. Yani doymak için değil, daha iyi hissetmek için besleniyor olabilirsiniz.
Dopamin vücutta kimyasal bir habercidir; beynin ödül ve haz sisteminde görev alır. Bu habercinin yeme davranışında iki temel rolünden bahsedilebilir. Bunlar:
- Kalori ihtiyacının karşılanması,
- Yeme faaliyetinden haz sağlanmasıdır.
Birinci işlev fizyolojik ihtiyaçların karşılanması ve bireyin bu karşılanma sonrasında daha iyi hissetmesi amacını içerir. Temelde bu işlev, insanın hayatta kalma içgüdüsüne hizmet etmektedir. İkinci olarak yeme davranışı ve ağız yoluyla edinilen tatmin kişide parasempatik sinirlerin uyarılmasını ve bir tür sakinleşme halinin yaşanmasını sağlamaktadır. Böylelikle kişi, yeme faaliyetinin duygu durumunda bir çeşit yatışma ve huzur sağlamaya hizmet ettiğini keşfeder. Bu öğrenme doğrultusunda kişi nahoş duygular hissettiğinde veya strese girdiğinde: bir şeyler yemek ve anlık olarak daha iyi hissetmek ister. Dopaminerjik sistemi uyarmak ve anlık olarak nahoş duyguları ve stresi uzaklaştırmak ve bunu en hızlı yoldan yapmak, diğer yöntemlere kıyasla daha kolay gelmektedir. Her defasında nahoş hissi yatıştırmak, geçiştirmek veya nötrlemek için de yiyeceklere yönelir. Stresle başka ne yollarla başa çıkabileceğini bilmeyen kişi aç olmadığı veya ihtiyaç duymadığı halde bir şeyler yiyecektir. Bu durum aynı zamanda bir kaçınma döngüsüdür. Kendi hisleriyle temas etmede veya duygudurumunu dengelemede aktif rol alamayan birey bu deneyimlerden uzaklaşmak için anlık bir çözüm arayışındadır. Elbette bu kaçınmalar uzun vadede bir çözüm getirmez, aksine çözümü geciktirir. Uzun vadede psikolojiyi dengeleyebilmek ve stresle başa çıkmak için daha sağlıklı ve verimli yöntemler uygulamak ve başa çıkma stratejileri geliştirmek gerekir.
Nedir bu sağlıklı yöntemler?
- Fiziksel aktivite ve egzersiz: Egzersiz yaptığınızda beyindeki serotonin, stres hormonları ve endorfin gibi kimyasalların seviyeleri değişir; bu sayede duygudurumunuzun düzenlenmesine, dengelenmesine yardımcı olur.
- Sağlıklı besinlere yönelmek: Vücuda yeterli mineral, vitamin ve besin alınmadığında fizyolojik psikolojiyi de olumsuz yönde etkileyerek strese yol açan eğilimlere yönelir.
- Yeterli uyku ve uyku hijyeni: Uyku, dikkat, öğrenme ve hafıza gibi bilişsel becerilerin korunmasına yardımcı olur. Böylece kötü uyku nispeten küçük stres faktörleriyle bile başa çıkmayı çok daha zor hale getirebilir. Sağlıklı bir uyku düzeni ise mental dengeyi destekler.
- Kendi kendine rahatlama pratikleri, anbean farkındalık ve meditasyonlar.
- Sosyal destek bulmak, gülmek ve kendini ifade etmek.
- Tatmini ikame etmek: Zevk alınan, hoşa giden farklı alanlar bulmak.
- Probleme mesafe almak, büyük resmi görmek için geri çekilmek ve bütüncül bir değerlendirme yapmak.
- Sorunları çözüme kavuşturma çabasına girmek, yüzleşmek ve verimli yollar keşfetmek için vakit ayırmak.
Sonuç
Yiyeceklere bir besinden fazla anlamlar yüklemek veya beslenmeyi bir çeşit hobi haline getirmek risk barındırır. Kişinin gerçekleştirmekten haz aldığı günlük aktiviteler kısıtlandıkça, yalnızca bir şeyler yemekten zevk almaya başlar ve nahoş duygudurumlarını yönetmede yetersiz kalabilir. Beslenme veya yeme davranışıyla daha sağlıklı bir ilişki kurmak için stres toleransını arttırma veya yönetimini sağlamak adına daha sağlıklı stratejiler kullanmak gerekir. Uyku düzenini sağlamak, egzersiz yapmak, çözüm odaklı davranmak, yeni hobiler edinmek, kendi kendine vakit ayırmak veya sağlıklı besinleri günlük hayata dahil etmek bu stratejilerden bazılarıdır. Kaçınmalarla süregiden problemlere uzun vadeli, kalıcı çözümler sunmak “harekete geçmeyi” gerektirir!