Adil Dünya İnancı – Psk. Kardelen Büyü

Adil Dünya İnancı ve Masallarda Adaletin Yansımaları
Masallarda Çocukluk ve Adil Dünya İnancının İlk İzleri
Çocukluktan itibaren masal kitaplarında, ailelerin laflarının alt metinlerinde sürekli verilen bir mesaj vardır. Bu mesaj ise insanların hak ettiklerini almaları ile ilgilidir. İyiliği ödül, kötülüğü ceza ile ilişkilendirmemizi sağlar. Mesela Noel Baba’nın iyi çocuklara hediye getirirken kötü çocuklara hediye getirmemesi, Pinokyo’nun yalan söylediği sürece burnunun uzamasıyla cezalandırılması gibi. Buna adil dünya inancı diyoruz.
Adalet Kavramı ve Toplumsal Algılar
Adalet kavramına düşündüğümüzden çok daha fazla önem veriyoruz. Çünkü adil dünya inancını pekiştirebilmek için başkaları hakkındaki algılarımızı çarpıtıyor ve geçmiş olayları yeniden düzenliyoruz. Çok çalışan ve iyilik yapan insanların ödüllendirileceğini, tembellik ve kötülük yapan insanların ise cezalandırılacağına inanıyoruz. Bu yüzden para, başarı ve mutluluk gibi olumlu sonuçların iyiler ve çalışkanlar tarafından elde edileceği inancına sahibiz. Hatta bu inanç ile yetiştiriliyoruz.
Atasözler ve Gelecek Kaygısı
“Ne ekersen onu biçersin.” atasözünü sıklıkla kullanıyoruz. Bu sözün temelinde adil dünya inancının olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü bu söze göre iyilik yapan iyilik bulur ve kötülük yapan ise kötü durumlarla karşılaşır. Bizler de buna inanmak istiyoruz. Buna inanırsak dünya üzerinde bir kontrolümüz olduğunu düşünerek geleceğe daha pozitif bakarız. Bir şeyin üzerinde kontrolümüz varsa, kendimizi de güvende hissederiz. Oyunu kuralına göre oynadığımız müddetçe adil olmayan durumlarla karşılaşmayacağımızı düşünürüz. Bu sayede geleceğe yatırım yapma isteğimiz artarken belirsizlik azalmış olur. Yani gelecek kaygımızı da kontrol etmekte işimize yarar. Çünkü kaygı belirsizlikten doğar. Ancak, adil dünya inancı sayesinde iyilik yaptığımız sürece gelecekte herhangi bir problemle karşılaşmayacağımızın garantisini almış oluruz.
Adil Dünya İnancının Sınırları ve Psikolojik İyilik Hali
Adil dünya inancı içerisinde eninde sonunda gelecek adalet, yani kişi bir haksızlığa uğradığı zaman dünyada ya da ölümden sonra hakkını alabileceğine dair bir alt başlık bulunur. Gelecekte alacağımız adalete inanarak dünyanın adil olduğunu bir kez daha vurgularız. Ancak bazen de hemen gelen bir adalet vardır. Başımıza gelen iyi ya da kötü bir durumdan geçmişte yaptığımız iyi ya da kötü şeyleri sorumlu tutarız. Mesela bir kazadan sonra başımıza bir şey gelmediğinde “Verilmiş sadakamız varmış.” deriz. Yani o kazadan önce yaptığımız iyiliklerden dolayı başımıza bir şey gelmediğine inanırız.
Adil dünya inancı kendimizi iyi hissetmemizi, geleceğe yatırım yapmamızı, geleceği iyi görmemizi sağlasa da aslında temelden sarsılabilir tarafları vardır. Gerçek dünyada bunları sarsmaktan korkmaz. İyilik yaptığımızda her zaman iyilik görmeyiz. Bazen bir şey için ne kadar çabalarsak çabalayalım başımıza beklenmedik olaylar gelerek başarısız olabiliriz. Ne kadar çalışırsak çalışalım istediğimiz kadar para kazanamayabiliriz. İnsanlar tarafından hakkımız yenerek başarılarımız sahiplenilebilir. İyilik yapsak da yaşadığımız zorluklardan dolayı mutlu olamayabiliriz. Tüm bunların ışığında dünya her zaman öngörülebilir, net kuralları olan bir yer değildir. Dünya üzerinde kontrolümüz oldukça azdır. Önemli olan da bunları fark edebilmektir. Psikolojik iyilik hali ise dünyanın her zaman adil bir yer olmadığını ancak bu adaletsizlikle karşılaşmamızın bir kusur, eksiklik ya da hak edilmişlik olmadığını anlamamızla başlar. Ardından bu adaletsizliklerle baş etmenin bizi güçlendirdiğini ve problemlerle başa çıkmamızı kolaylaştırarak kendimiz için daha öngörülebilir, tutarlı, düzenli, yani adil bir dünya oluşturduğunu bilmeliyiz.
Kaynakça
Kılınç, S., & Torun, F. (2011). Adil dünya inancı. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar – Current Approaches in Psychiatry, 3(1), 1–14.