Ürolog

Spermin Sessiz Dili – Prof. Dr. Tümay İpekçi

Günümüzde erkek infertilitesi yalnızca genetik yapıya veya hormon dengesizliklerine indirgenemiyor. Artık genlerin nasıl “okunduğu”nu belirleyen epigenetik mekanizmaların da erkek fertilitesi üzerinde derin bir etkisi olduğu kabul ediliyor. Bu bağlamda, Memorial Şişli Hastanesi Üroloji ve Androloji Bölümü’nden Prof. Dr. Tümay İpekçi’nin ifadesiyle: «Sperm yalnızca DNA taşımıyor; çevremizin, yaşam biçimimizin ve yaşımızın bıraktığı izleri de taşıyor. Bu izler hem fertilite kapasitemizi hem de gelecek nesillerin sağlığını şekillendirebilir.»

Epigenetik Nedir ve Sperm İçin Neden Kritik?

Epigenetik terimi, DNA dizisini değiştirmeden genlerin aktif veya pasif hale gelmesini belirleyen biyokimyasal işaretleri ifade eder. En çok çalışılan mekanizmalardan biri DNA metilasyonudur. Sperm hücrelerinde metilasyon paterneri, spermatogenez süreci, sperm hareketliliği, morfolojisi ve hatta embriyo gelişimi için kritik önem taşır. Örneğin, infertil erkeklerde immatür sperm hücrelerinde H19 geninde düşük metilasyon düzeyleri saptanmıştır — bu da oligospermiyle ilişkili bulunmuştur. Ayrıca sistematik incelemeler, spermatozoal DNA metilasyonundaki değişimlerin erkek subfertilitesi ile ilişkili olduğunu ancak henüz tek bir güvenilir biyobelirteç paterninin tüm vakalarda tanımlanamadığını göstermektedir.

Yaşam Biçimi ve Çevresel Etkiler: Epigenetik Üzerindeki İzler

Sigara içimi, yüksek vücut kitle indeksi, dengesiz beslenme, toksinlere maruziyet, hava kirliliği gibi faktörler sperm DNA metilasyon paternini bozabilmektedir. Örneğin obez erkeklerde spermatozoal metilasyon profillerinde anlamlı değişimler saptanmıştır. İleri baba yaşı da sperm metilasyonunda değişimlerle ilişkilendirilmiş; bir çalışmada erkek yaşı ile sperm metilasyon profilleri arasında bağlantı bulunmuş ve bu değişimlerin döllenme oranı ve canlı doğum şansını azalttığı gözlemlenmiştir. Prof. Dr. İpekçi’nin ifadesiyle: «Günlük seçimlerimiz spermimizin moleküler imzasını değiştirebilir. Bu nedenle yaşam tarzı müdahaleleri androlojik tedavilerin en az ilaç kadar önemli bir parçasıdır.»

Klinik Uygulamalarda Yeni Ufuklar: Tanı ve Progresyon

Erkek fertilitesi değerlendirmesinde klasik semen analizi (sperm sayısı, hareketliliği, morfoloji) hâlâ temel araçtır, ancak sperm epigenomu ile ilgili bilgiler bu alana yeni bir boyut kazandırmaktadır. Özellikle sperm DNA metilasyon profilleri, küçük RNA analizleri gibi epigenetik testler araştırma düzeyinde ilerlemektedir. Örneğin idiopatik infertilite vakalarında, H19, MEST ve SNRPN gibi imprinted genlerde metilasyon anomalileri saptanmıştır. Bununla birlikte, bu testlerin rutin klinik uygulamaya girmesi için metodolojik standardizasyon, maliyet etkinlik ve yorumlama kriterlerinde kritik ihtiyaçlar vardır. Prof. Dr. İpekçi bu durumu şöyle özetliyor: «Epigenetik testler yüksek potansiyel taşıyor ama bugün için her hastada sonuçları doğrudan yorumlamak yerine, diğer klinik parametrelerle birlikte değerlendirmek gerekiyor.»

Yaşam Tarzı Müdahaleleri: İyileştirilebilirlik Mümkün mü?

Epigenetik değişikliklerin bir kısmı geri döndürülebilir ya da kısmen düzeltilir niteliktedir. Bu, erkek fertilitesi açısından umut vericidir. Beslenme, düzenli egzersiz, sigara-alkolü bırakma, toksin maruziyetini azaltma, kilo kontrolü ve stres yönetimi sperm epigenomunu olumlu yönde etkileyebilir. Özellikle folat, B12, çinko ve omega-3 yağ asitleri bakımından zengin bir diyetin, DNA metilasyonu açısından destekleyici olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle Prof. Dr. İpekçi vurguluyor ki: «Tedavi yalnızca ilaçla yapılmaz; yaşam biçimi değişiklikleri epigenetik sağlığın temel taşlarını oluşturur.»

Tartışma ve Geleceğe Bakış

Epigenetik ve sperm DNA metilasyonu alanındaki bilimsel yaygınlık artmasına rağmen, birkaç husus hala net değildir. Örneğin tüm infertilite vakalarında ortak bir metilasyon imzası belirlenememiştir. Ayrıca, sperm metilasyon değişikliklerinin doğrudan canlı doğum veya çocuk sağlığı üzerindeki etkileri konusunda yeterli uzun dönem veriler hâlâ sınırlıdır. Örneğin bazı çalışmalarda ileri baba yaşına bağlı değişen sperm metilasyonlarının çocuk nörogelişimiyle ilişkili olabileceği bildirilmişse de, kesin neden-sonuç ilişkisi henüz kanıtlanmamıştır. Geleceğe dönük olarak, tek hücreli metilasyon analizleri, yapay zekâ destekli epigenomik taramalar ve büyük ölçekli takip çalışmaları, sperm epigenetiği ve erkek fertilitesi arasındaki ilişkiyi daha net ortaya koyma potansiyeli taşımaktadır.

Sonuç

Erkek fertilitesi yalnızca testislerin ya da hormon düzeylerinin durumu değil; genlerin nasıl “okunduğu”nun da bir yansımasıdır. Epigenetik düzeyde sağlıklı bir sperm hücresi; doğru beslenme, çevresel farkındalık, yaş yönetimi ve dengeli bir yaşam biçiminin ürünüdür. Prof. Dr. Tümay İpekçi’nin ifadesiyle: «Bugün yaptığımız seçimler yarın doğacak çocuklarımızın biyolojisinde yankılanabilir. Epigenetik, bu zincirin sessiz ama güçlü halkasıdır.»

Başa dön tuşu